İLETİŞİM ANKETLER POSTERLER
TÜRK HASTANE İNFEKSİYONLARI
ve KONTROLÜ DERNEĞİ
Tarihçe - Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği

Sık Sorulan Sorular


İnfeksiyon Kontrolü ile İlgili Sorularınız için Bize Ulaşın

E-mail : hikder@yahoo.com


Sağlık hizmeti ilişkili enfeksiyonlar (SHİE), doğrudan veya dolaylı olarak sağlık hizmeti ile ilişkili olarak gelişen enfeksiyonlardır. Bir sağlık kurumunda bakım veya sağlık hizmeti sunulması sırasında hastada gelişen ve o kuruma başvuru sırasında var olmayan ya da kuluçka döneminde olmayan enfeksiyonlardır. Sağlık hizmeti verilen kurum hastane, poliklinik, muayenehane, bakımevi, ayaktan tedavi merkezi, diyaliz merkezi, kemoterapi merkezi vb. olabilir.

Genel olarak sağlık hizmeti sunulmasından 48 saat sonra gelişen enfeksiyonlar SHİE kabul edilir. Hasta sağlık kuruluşundan taburcu olduktan sonra, enfeksiyon bölgesine göre değişmekle birlikte, genelde 10-90 gün içerisinde gelişen enfeksiyonlar SHİE olarak değerlendirilir. Ayrıca sağlık kurumlarında sağlık çalışanlarında meslek ile ilişkili olarak gelişen enfeksiyonlar da bu kapsamdadır.

SHİE gelişimi için risk faktörleri konağa/hastaya bağlı olarak ya da çevreye bağlı olarak iki grupta toplanabilir. Konağa/hastaya bağlı başlıca risk faktörleri yaş, kilo, altta yatan hastalıklar (hipertansiyon, diyabet, kanser vb.), immünsüpresif ilaç kullanımı, uzun süreli antibiyotik kullanımı, uzun süreli hastane yatış öyküsünün olması olarak sıralanabilir. Çevreye bağlı başlıca risk faktörleri ise invaziv girişimler, cerrahi girişimler, el hijyeni uygulamalarında aksaklıklar, standart önlemler ve bulaş yoluna yönelik önlemlere uyumda aksaklıların olması olarak sıralanabilir.

Standart önlemler, SHİE’lerin ve çapraz bulaşın önlenmesi amacıyla yataklı ve/veya ayaktan tanı, tedavi ve bakım uygulamaları kapsamında takip edilen tüm hastalara takip süresince, tanısına ve enfeksiyonu olup olmadığına bakılmaksızın alınması ve uygulanması gereken önlemlerdir. Standart önlemler, el hijyeni, kişisel koruyucu ekipman kullanımı, solunum hijyeni, uygun hasta yerleştirme, çevresel kontrol ve güvenli enjeksiyon uygulamaları gibi başlıklarda uyulması gereken temel enfeksiyon kontrol önlemlerinin bütününü kapsamaktadır.

KKE’ler hasta/hasta çevresiyle ile temastan ya da hasta odasına girmeden önce sırasıyla önlük, maske, gözlük/siperlik ve eldiven olacak şekilde giyilmeli ve hasta/hasta çevresiyle ile temastan ya da hasta odasından çıkmadan önce sırasıyla eldiven, gözlük/siperlik, önlük ve maske olacak şekilde çıkarılmalıdır. Ayrıca damlacık ve/veya solunum yoluna yönelik izolasyon önlemi olan hastaların bakımı sırasında kullanılan maskelerin çıkarılması hasta odası ya da hasta bakım alanı dışında yapılmalıdır. KKE’ler giyilmeden önce ve çıkarıldıktan sonra mutlaka el hijyeni sağlanmalıdır.

Temas önlemleri, hasta veya hastanın çevresiyle (örneğin, kontamine olmuş yüzeyler veya ekipmanlar) doğrudan veya dolaylı temas yoluyla yayılan/bulaşan patojenlerle (örneğin, A. baumannii, K. pneumonia, C. auris vb.) bulaşmasını önlemek için uygulanır. Hasta veya hastanın çevresiyle temas içerebilecek tüm etkileşimlerde hasta odasına girmeden önce önlük ve eldiven giyilmelidir. KKE, hasta odasından çıkmadan önce uygun şekilde çıkarılmalı ve el hijyeni sağlanmalıdır. Tercihen tek kişilik bir oda kullanılmalıdır. Tek kişilik oda mevcut değilse, aynı mikroorganizma ile enfekte veya kolonize olmuş hastaların bir arada bakıldığı kohortlama gibi diğer seçenekler için enfeksiyon kontrol komitesine/ekibine danışılmalıdır. Çok yataklı odalarda, yataklar arasında en az 1 metrelik mesafe bırakılması önerilir.

Damlacık önlemleri, öksürme, hapşırma veya konuşma sırasında havaya saçılan ve genellikle kısa mesafe (yaklaşık 1 metre) kat edebilen büyük solunum damlacıklarıyla bulaşan patojenlerle (örneğin, influenza, meningokok vb.) enfekte olduğu bilinen veya şüphelenilen hastalar için kullanılır. Hasta odasına veya hasta alanına (hastanın 1 metre yakınına) girerken cerrahi maske takılmalıdır. Tercihen tek kişilik oda kullanılmalıdır. Tek kişilik oda mevcut değilse, kohortlama için enfeksiyon kontrol komitesine/ekibine danışılmalı ve yataklar arasında en az 1 metrelik mesafe bırakılmalıdır. Oda dışına taşınması gereken hastalar, eğer tolere edebiliyorlarsa cerrahi maske takmalı ve solunum hijyeni/öksürük adabına uymalıdır.

Hava yolu önlemleri, havada uzun süre asılı kalabilen ve uzak mesafelere yayılabilen küçük partiküller (damlacık çekirdekleri) yoluyla bulaşan patojenlerle (örneğin, tüberküloz, kızamık, suçiçeği, yaygın herpes zoster vb.) enfekte olduğu bilinen veya şüphelenilen hastalar için kullanılır. Sağlık personeli, hasta odasına girmeden önce uygunluk testi yapılmış FFP2/N95 veya daha üst düzey bir solunum maskesi takmalıdır. Hastalar, özel havalandırma sistemine (negatif basınçlı, saatte en az 6-12 hava değişimi sağlayan ve havayı dışarı vermeden önce filtreleyen veya direkt dışarı atan) sahip odalara yerleştirilmelidir. Özel havalandırma sistemine sahip odalar mevcut değilse, hastalar doğal havalandırmalı ve/veya hepa filtreli havalandırması olan odalara yerleştirilmeli ve oda kapısı kapalı tutulmalıdır; bu durumda hastanın en kısa sürede yetkili birime transferi planlanmalıdır. Oda dışına taşınması gereken hastaların cerrahi maske, transferde görevli sağlık çalışanları ise FFP2/N95 veya daha üst düzey bir solunum maskesi takmalıdır.
Temas ve damlacık yoluyla bulaşan mikroorganizmalarla enfekte/kolonize hastalarda aerosolize partikül oluşturan işlemler (entübasyon, aspirasyon, bronkoskopi vb.) sırasında özellikle ortam havalandırması iyi değilse hava yolu önlemleri alınması gerekebilir.

Bulaş yoluna yönelik önlemler bulaşıcı ajanın bulaşma riski devam ettiği sürece veya hastalığın süresi boyunca yürürlükte kalır. Bazı hastalıklar ve enfeksiyonlar için (örneğin, antibiyotiğe dirençli organizmalarla kolonizasyon), önlemler daha uzun süreli veya hatta süresiz olabilir. Spesifik bir enfeksiyon için önlemlerin ne zaman sonlandırılacağı, patojenin türüne, enfeksiyonun yerine ve hastanın klinik durumuna göre değişir ve genellikle kültür veya tarama testleri sonuçlarıyla desteklenir.

Cerrahi alan enfeksiyonu, ameliyat bölgesinde yapılan cerrahi işlem türü esas alınmak koşuluyla ameliyattan sonraki 30 ila 90 gün içinde gelişen enfeksiyondur. Bu enfeksiyonlar, insizyon yapılan cilt ve cilt altı dokusunda (yüzeyel insizyonel CAE), kas ve fasya gibi derin yumuşak dokularda (derin insizyonel CAE) veya ameliyat sırasında müdahale edilen veya açılan, cilt insizyonu, fasya veya kas tabakalarından daha derin herhangi bir vücut bölümünde (organ/boşluk tipi CAE) meydana gelebilir.

Ameliyat bölgesindeki kılların rutin olarak temizlenmemesi önerilmektedir. Eğer kılların temizlenmesi gerekiyorsa, bu işlem için jilet yerine elektrikli cerrahi tıraş makinesi (klipper) ile yapılmalı ve mümkünse ameliyattan hemen önce, ameliyathane dışında bir alanda gerçekleştirilmelidir. Jilet kullanımı ciltte mikro kesiklere yol açarak enfeksiyon riskini artırabilir.

Cerrahi personel tarafından operasyon öncesinde geçici florayı elimine etmek ve kalıcı florayı azaltmak üzere yapılan el yıkama veya el ovmadır.
Cerrahi ekip üyeleri, ameliyata başlamadan önce uygun bir antiseptik solüsyon kullanarak cerrahi el antisepsisi uygulamalıdır. Tırnaklar kısa olmalı ve yapay tırnak takılmamalıdır. Cerrahi el antisepsisi, tırnak altlarından başlayarak ellere ve önkollara kadar belirli bir süre ve teknikle uygulanmalıdır.

Cerrahi profilaksi için antibiyotiklerin cerrahi insizyondan önceki 60 dakika içinde (bazı antibiyotikler için 120 dakika) intravenöz yolla uygulanması önerilmektedir. Amaç, insizyon yapıldığı anda ve ameliyat süresince dokuda yeterli antibiyotik konsantrasyonunu sağlamaktır.

Cerrahi profilaksi, genellikle temiz-kontamine (örneğin, gastrointestinal veya solunum yoluna kontrollü giriş yapılan ameliyatlar) ve kontamine (örneğin, açık, taze yaralanmalar) olarak sınıflandırılan ameliyatlar için önerilir. Temiz ameliyatlarda (enfekte veya inflamasyonlu olmayan, solunum, gastrointestinal, genital veya üriner sistemlere girilmeyen) rutin profilaksi, hastaya veya işleme özgü risk faktörleri olmadıkça genellikle gerekli değildir. Karar, cerrahi işlemin tipine, hastanın durumuna ve potansiyel patojenlere göre verilir.

Çoğu durumda, cerrahi profilakside antibiyotiklerin cerrahi insizyon kapatıldıktan sonra 24 saatten fazla devam ettirilmesi önerilmemektedir. Temiz ve temiz-kontamine işlemlerde ek profilaktik antibiyotik dozlarının, dren varlığında bile, ameliyat odasında kesi kapatıldıktan sonra uygulanması önerilmemektedir. Uzun süreli antibiyotik kullanımı enfeksiyon riskini azaltmada ek bir fayda sağlamadığı gibi antibiyotik direncine ve diğer komplikasyonlara yol açabilir.

Ameliyathane ortamının uygun şekilde havalandırılması (pozitif basınçlı havalandırma), ameliyathane giriş-çıkış kurallarına uyulması, steril malzemelerin doğru kullanımı, cerrahi asepsi ilkelerine uyumun sağlanması, ameliyathane trafiğinin sınırlandırılması gibi yöntemler ile ameliyathane yüzeylerinin düzenli olarak temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi, CAE riskini azaltmada önemlidir.

Cerrahi sonrası primer olarak kapatılan bir insizyon, steril pansuman ile 24-48 saat süreyle kapalı tutulmalı; ancak pansuman materyalinde ıslanma/kirlenme olduğunda primer olarak kapatılmış pansumanın değişimi sağlanmalıdır. Pansuman değişimi ve yara bakımı aseptik teknikle yapılmalıdır. Hastalar ve yakınları, el hijyeni, yara bakımı ve olası enfeksiyon belirtileri (kızarıklık, şişlik, ağrı, ısı artışı, pürülan akıntı, ateş) konusunda eğitilmeli ve olası enfeksiyon belirtilerden herhangi biri görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurmaları konusunda bilgilendirilmelidir.

TÜRK HASTANE İNFEKSİYONLARI ve KONTROLÜ DERNEĞİ